Miras Hukuku
4 Ara 2025
Mirasın Reddi (Reddi Miras): Süreler, Şartlar ve Hukuki Sonuçları (TMK 605 vd.)
Mirasın Gerçek Reddi ve Hükmen Reddi nedir? Mirası reddetme süresi kaç gündür? Mirasın borca batık olması durumunda mirasçının hukuki sorumluluğu ve korunması.

Mirasın Reddi (Reddi Miras): Tereke Borçlarından Sorumluluktan Kurtulma Yolu
Miras Hukuku'nun temelini oluşturan Külli Halefiyet İlkesi, mirasçıların, miras bırakanın ölümüyle birlikte yalnızca malvarlığı değerlerini değil, aynı zamanda tüm borçlarını da külli (tümden) olarak devralmasını öngörür. Ancak bu durum, mirasçıların terekeden daha fazla borçla karşı karşıya kalması riskini doğurur. İşte bu riske karşı, Türk Medenî Kanunu (TMK) mirasçılara, mirasçılık sıfatını ve dolayısıyla borç sorumluluğunu sonlandırma imkanı veren Mirasın Reddi (Reddi Miras) kurumunu tanımıştır.
Mirasın reddi, yasal ve atanmış mirasçıların, miras bırakanın ölümü üzerine kendiliğinden kazandıkları mirasçılık sıfatını, tek taraflı ve şarta bağlanamaz bir irade beyanı ile ortadan kaldırmalarıdır. Bu makale, mirasın iki temel türünü (Gerçek Ret ve Hükmen Ret), bu süreçlerin işleyişini, yasal süreleri ve hukuki sonuçlarını detaylıca incelemektedir.
I. Mirasın Reddi Kavramı ve Türleri
Mirasın reddi, mirasçıların, miras bırakanın borçlarından kendi kişisel malvarlıklarıyla sorumlu tutulmalarını engellemeyi amaçlar. TMK, iki farklı ret türünü düzenlemiştir: Gerçek Ret ve Hükmen Ret.
1. Mirasın Gerçek Reddi (Sarih Ret)
Gerçek ret, mirasçının, mirasın kendisine geçmesinden sonra, açıkça ve iradi olarak mirası kabul etmediğini beyan etmesidir.
TMK Madde 605 - Ret hakkı
"Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır."
Gerçek ret, genellikle tereke alacaklarının borçlarını karşılayabildiği ancak mirasçının kişisel nedenlerle mirası istemediği veya mirasın borca batık olmadığı durumlarda dahi başvurulabilen, serbest bir haktır.
2. Mirasın Hükmen Reddi (Karineye Dayalı Ret)
Mirasın hükmen reddi ise, mirasın borca batık olduğunun varsayılmasıdır. TMK m. 605'in ikinci fıkrasında düzenlenen bu durumda, mirasçının herhangi bir irade beyanında bulunmasına gerek kalmaz.
Miras bırakanın ölümü anında ödemeden aczi'nin (borçlarını ödeyemeyecek durumda olmasının) ya açıkça belli olması ya da resmen tespit edilmiş olması gerekir. Bu şartların varlığı halinde, mirasçı, yasal süreye tabi olmaksızın, mirasın reddedilmiş sayıldığının tespiti için dava açabilir. Bu tespit, bir tespit davası ile sağlanabileceği gibi, miras bırakanın alacaklıları tarafından mirasçıya karşı açılan bir davada def'i (savunma) yoluyla da ileri sürülebilir. Hükmen ret, mirasçıyı otomatik olarak borç sorumluluğundan kurtarır.
II. Mirasın Gerçek Reddi Süreci ve Şekli
Gerçek ret, katı şekil ve süre şartlarına tabi tutulmuştur. Bu şartlara uyulmaması, ret hakkının düşmesine ve mirasın kayıtsız şartsız kabul edilmiş sayılmasına yol açar.
1. Ret Süresi ve Başlangıcı
Mirasın reddi için Kanun, mirasçılara hak düşürücü bir süre tanımıştır:
TMK Madde 606 - Ret süresi
"Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre, yasal mirasçılar için mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için ise, mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar."
Yasal Mirasçılar İçin: Süre, miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihte başlar. Ancak bu öğrenme tarihi ispatlanamazsa, ölüm tarihi esas alınır.
Atanmış Mirasçılar İçin: Süre, mirasçı atandıklarına dair ölüme bağlı tasarrufun kendilerine Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından resmen tebliğ edildiği tarihte başlar.
Bu üç aylık süre, hak düşürücü bir süre olup, geçtikten sonra kural olarak mirası reddetme imkânı ortadan kalkar. Sürenin dolması halinde, mirasçı mirası kayıtsız ve şartsız kazanmış sayılır.
2. Şekil Şartı ve Başvuru Mercii
Mirasın reddi, miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yapılmak zorundadır.
TMK Madde 609 - Ret beyanı
"Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır.
Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.
Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğe yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir."
Kayda ve Şarta Bağlanamazlık: Ret beyanı, "şu şartla reddediyorum" gibi koşullara bağlanamaz; aksi takdirde geçersiz sayılır.
Vekaletle Yapılabilirlik: Ret beyanı, mirasçı tarafından bizzat yapılabileceği gibi, noterce imzası onaylanmış özel yetki içeren vekâletname ile vekil aracılığıyla da yapılabilir.
III. Ret Hakkının Düşmesi (Zımni Kabul)
Kanun, üç aylık ret süresinin dolmasının yanı sıra, mirasçının bazı davranışları sergilemesi halinde de ret hakkının düşeceğini öngörerek zımni (örtülü) bir kabul karinesi yaratmıştır.
TMK Madde 610 - Ret hakkının düşmesi
"Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlerine karışan, terekenin olağan yönetimi dışında işler yapan veya mirasbırakanın borçlarını kendi malından ödeyen mirasçı, ret hakkını kaybeder."
Bu hükme göre:
Sürenin Dolması: Üç aylık sürenin dolması.
Tereke İşlerine Karışma: Mirasçıların, terekenin olağan yönetimi kapsamını aşan (örneğin, mirası satmaya kalkışmak, büyük bir borcu ödemeyi taahhüt etmek gibi) işlemler yapması, mirası kabul ettiği anlamına gelir.
Önemli Not: Terekenin korunması ve olağan yönetimi kapsamındaki zaruri işlemler (örneğin, bir kirayı tahsil etmek, bozulacak malı satmak gibi) ret hakkını düşürmez.
IV. Mirasın Reddi Sonucunda Miras Payının Geçişi
Mirasın reddedilmesi, sadece reddeden mirasçıyı değil, aynı zamanda miras payının kime intikal edeceğini belirleyen hukuki sonuçlar doğurur.
1. Reddin Yasal Mirasçılar Açısından Sonucu
TMK Madde 611 - Ret hâlinde mirasın açılması
"Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer.
Atanmış mirasçının mirası reddetmesi hâlinde ise, mirasbırakanın tasarrufundan aksi anlaşılmadıkça, o mirasçının payı yasal mirasçılara kalır."
Bir yasal mirasçı (örneğin çocuk) mirası reddettiğinde, o kişi miras bırakanın ölümünden önce ölmüş sayılır. Dolayısıyla, reddedenin varsa altsoyu (çocukları/torunları) onun yerine mirasçı olur.
Reddedenin altsoyu yoksa, onun payı, aynı zümredeki diğer mirasçıların (kardeş, amca vb.) paylarını artırır.
2. En Yakın Mirasçıların Tamamının Reddi ve Tasfiye
En yakın zümredeki tüm yasal mirasçıların mirası topluca reddetmesi, terekenin akıbeti açısından özel bir sonuç doğurur.
TMK Madde 612 - En yakın mirasçıların tamamının reddi
"En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir.
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir."
Bu durumda, miras bir sonraki zümreye geçmez; tereke (miras malları ve borçları), borçların ödenmesi amacıyla iflâs kurallarına göre tasfiye edilir. Tasfiye sonucunda borçlar ödendikten sonra artan bir değer (bakiye) kalırsa, bu bakiye, sanki mirası reddetmemişler gibi, o ilk zümredeki mirasçılara dağıtılır.
3. Altsoyun Tamamının Reddi ve Sağ Kalan Eş
Sağ kalan eşin mirasçı olduğu durumlarda, altsoyun (birinci zümrenin) tamamının mirası reddetmesi halinde özel bir durum ortaya çıkar:
TMK Madde 613 - Altsoyun tamamının reddi
"Altsoyun tamamının mirası reddetmesi hâlinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer."
Bu hüküm, altsoyun reddi halinde, reddedilen payların zümre sistemine göre bir sonraki zümreye (anne-baba zümresine) geçişini engelleyerek, bu payların tamamının sağ kalan eşe kalmasını sağlar. Eş, bu durumda tek başına tüm mirasın sahibi olur.
V. Mirasın Reddi Beyanından Dönülmesi ve İptali
Mirasın reddi, tek taraflı yapıldığı anda kesin hüküm doğuran bir irade beyanıdır. Ancak bu beyanın hata, hile, tehdit (ikrah) gibi irade bozuklukları sonucu yapılması halinde, yasal yollara başvurarak bu işlemin iptali talep edilebilir.
Mirasçının alacaklıları ise, mirasçının sırf kendi alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla mirası reddetmesi durumuna karşı Kanun tarafından korunmuştur:
TMK Madde 617 - Ret mirasçının alacaklılarının korunması
"Mirasçı, mirası reddederken borç ödemeden aciz içinde ise, alacaklıları ve iflâs idaresi, altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.
Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.
Tasfiye sonunda arta kalan değer, önce davacı alacaklıların alacaklarının ödenmesinde kullanılır. Arta kalan değer varsa, bu değer de reddeden mirasçıya verilir."
Bu düzenleme, dürüst olmayan mirasçıların, malvarlıklarını borçlarından korumak için mirası reddetmelerini engellemeyi amaçlayan önemli bir hukuki koruma yoludur.
Sonuç
Mirasın reddi kurumu, mirasçıların kendilerine kalan borç yükünden kişisel malvarlıklarıyla sorumlu tutulmasını engelleyen hayati bir mekanizmadır. Bu hakkı kullanmak isteyen yasal veya atanmış mirasçıların, Kanun'un öngördüğü üç aylık hak düşürücü süreyi kaçırmamaları ve ret beyanlarını mutlak suretle miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi'ne kayıtsız ve şartsız olarak yapmaları gerekmektedir. Mirasın borca batık olduğu hallerde ise, süreye bağlı olmadan hükmen red tespiti talep edilebilir. Mirasın reddi gibi teknik ve kritik sonuçlar doğuran işlemlerin, hak kayıplarının önüne geçilmesi adına bir miras hukuku uzmanı desteğiyle yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.
Uyarı:


